Aydın Doğan sonrası Hürriyet’te tutunamayarak Sözcü’ye geçen İsmail Saymaz, vesayetin kol gezdiği eski Türkiye’yi özledi.
28 Şubat’ın taşlarını döşeyen tetikçi gazeteciler bunlar değil miydi? İsmail Saymaz hiç bu kadar saçmalamamıştı.
Radyo Mega Haber:
Toplumun manevi değerlerine saldıran CHP’li Fikri Sağlar ve darbe çığırtkanlığı yapan Can Ataklı ile İlker Başbuğ’u savunan İsmail Saymaz, bu kez kendisini de aştı. Saymaz, Ataklı ve Başbuğ’un “kalemle darbe yapamayacağını” savunarak gazeteci ve yazarların darbeye karışamayacağını ileri sürdü. Bu sözlerin ardından, Saymaz’ın uzun yıllar muhabirlik yaptığı Hürriyet’in darbeye zemin hazırladığı manşetleri akıllara geldi.
Aydın Doğan sonrası Hürriyet’te tutunamayarak Sözcü’ye geçen İsmail Saymaz, vesayetin kol gezdiği eski Türkiye’yi özledi. Başörtüsü karşıtı sözlerle Türkiye’yi ayağa kaldıran CHP’li Fikri Sağlar’ı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için darbe veya bir afet olması gerektiğini söyleyen Can Ataklı’yı ve erken seçim olmaması durumunda darbe olabileceği imasında bulunarak Adnan Menderes’i hatırlatan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u savunan İsmail Saymaz, akılalmaz ifadeler kullandı.
Can Ataklı hakkındaki sözleri o manşetleri hatırlattı
Saymaz, Can Ataklı hakkında, “Fakat Ataklı’nın sözlerinden darbe heveslisi olduğu sonucu çıkmaz. Ne yani? Ataklı, sabah koşusunda önünden geçtiği 1. Ordu Komutanlığı’na dalıp yönetime el mi koyacak?” ifadelerini kullandı. Saymaz, bir gazetecinin darbede rol alamayacağını da iddia etti. Saymaz’ın sözleri, özlemini çektiği Aydın Doğanlı Hürriyet’in vesayet odağı olarak manşetlerle terör estirdiği günleri akıllara getirdi.
Aydın Doğan zamanında Hürriyet, darbecilerin, “Gerekirse Silah Bile Kullanırız” sözlerini manşete taşıyarak Refah-Yol hükümetine ve merhum Necmettin Erbakan’a aba altından sopa göstermişti.
Aynı zamanda, “Ya uy ya çekil”, “Beceremediniz artık bırakın”, “Askerin 20 şartı” ve “Karargah rahatsız” şeklindeki manşetlerle Saymaz’ın özlediği Hürriyet, hükümeti açıkça tehdit ederek dönemin vesayetçi komutanlarına yalakalık yapmış, seçilmiş meşru hükümete tehditler savurmuştu.
Ayrıca Aydın Doğan, pişkin bir ifadeyle, “Hükümeti ben kurar, ben deviririm” diyerek vesayetçilerin sözcülüğünü yaptığını utanmadan ilan etmişti.
Tüm bunlar, bir gazetecinin darbede açıkça rol alabileceğini ve Saymaz’ın Can Ataklı’yı savunmak için açıkça saçmaladığını kanıtlıyor!..
Fikri Sağlar’a skandal destek
Aynı yazıda İsmail Saymaz, Fikri Sağlar’ın başörtülü hakimlere güvenmeyeceği yönündeki sözlerini de savundu. Saymaz, “Sağlar’ın sözlerinde herhangi bir suç yok.” dedi. Saymaz’ın, “Bir kişi çıkıp ‘Ben mini eteklilere güvenmiyorum’ derse yine aynı şeyi söyler miydin?” sorusuna ne cevap vereceği ise merak konusu oldu!..
İlker Başbuğ’un sözlerini sloganlarla aklama çabası
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, muhalefetin sürekli erken seçim çağrıları yaptığı bu günlerde çıkıp, “Menderes erken seçime gideceğim deseydi darbe olmazdı” demesi de Türkiye’de büyük infiale neden oldu. İsmail Saymaz, Başbuğ’un bu sözlerini sloganik cümlelerle aklamaya çalıştı.
Saymaz, İlker Başbuğ için, “Kalemle mi iktidarı devirecek? Klavyeyle mi sıkıyönetim ilan edecek? Dalga mı geçiyorsunuz?” savunması yaptı.
